Hastalık mevsimi kış aylarını yatağa düşmeden atlatmak için neler yapmalı? Vücut kışa nasıl hazırlanmalı? Nelere dikkat etmeli? Neleri yapmamalı?
Uzmanlar, sağlıklı bir kış geçirmek için, düzenli uyku uyunmasını, her gün ılık duş alınmasını, beslenmeye, diş ve ağız sağlığına gereken önemin verilmesini öneriyor.
Bunaldığımız sıcak yaz günleri artık gerilerde kaldı. Günler iyice kısaldı, havalar serinledi. Güneş yüzünü arada gösterse de hüznü ve hastalıkları ile kış kapımızda. Acaba vücudunuz kışa hazır mı? Nezle, grip, bronşit gibi sizi pusuda bekleyen hastalıklara karşı neler yapmalısınız? Nelere dikkat etmelisiniz?
İşte sağlıklı bir kış geçirmek için neler yapmamız gerektiğini Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, sizler için anlattı.
Düzenli uyku
Uyku, sağlığınız için çok önemlidir. Düzenli uyku, vücudumuzu enfeksiyonlara karşı güçlendirir. Günde ortalama 8 saat uyuyun. Mümkün olduğu kadar hep aynı saatlerde yatağa girin. Erken yatın, erken kalkın.
Uygun giysiler
Ne çok kalın, ne de çok ince giyinin, yani ne üşüyün ne de terleyin. Çok kalın ve yünlü giyecekler yerine, birçok ince kıyafeti üst üste giyinin. Şemsiyesiz veya yağmurluksuz sokağa çıkmayın.
Güneşi kaçırmayın
Güneşli günleri değerlendirin. Her fırsatta güneşlenin. Güneş ışınlarının vücudun savunma sistemini güçlendirici etkileri vardır. D vitamini oluşumunu artırır, kalsiyum metabolizmasına destek olur.
Ilık duş alın
Mümkünse her gün ılık duş alın. Duş, vücuda dirilik, enerji ve güç verir. Günün yorgunluğunu daha kolay atarsınız. Sauna da sağlık için yararlıdır. Terleyerek vücudunuzu toksinlerden arındırabilirsiniz. Vücudun bir sıcak bir soğuk suya maruz kalması, kan dolaşımını canlandırır. Haftada 1 gün sauna yeterlidir.
Ağız sağlığına önem verin
Dişlerinizi ve diş etlerinizi günde en az 2 kere fırçalayın. Her gün birkaç kez ağzınızı soğuk suyla gargara yapın. Çürük dişleriniz varsa, mutlaka bir diş hekimine görünün.
Spor yapın
Spor insanı hem dinlendirir, hem sinir sistemini rahatlatır, hem de bağışıklık sistemini güçlendirir. Spor yapan kişiler enfeksiyonlara daha dirençlidirler. Düzenli spor yapın. Fırsat bulduğunuzda şehir yakınındaki orman ve parklarda yürüyüşe çıkın, bisiklete binin, tenis oynayın.
Beslenme
Bol sebze ve meyve yiyin. A, C ve E vitaminlerince zengin soğan, sarımsak, havuç, limon, portakal, mandalina, greyfurt, yeşilbiber, marul ve salatayı sofranızdan eksik etmeyin. Bitkisel yağları tercih edin. Haftada en az 1 kez balık yiyin.
Sigaradan uzak durun
Sigara ve alkolün her ikisi de vücudumuzun sinsi düşmanlarıdır. Bağışıklık sistemini çökertirler, enfeksiyon ve alerjilere zemin hazırlar. Birçok kanserin nedeni sigara ve alkoldür. Değil içmek, sigara içilen ortamlarda bulunmak bile zararlıdır.
Odanızı havalandırın
Bu mevsimde zamanımızın çoğunu kapalı ortamlarda geçirdiğimiz için, işyeri ve evimizin havasının temiz olması çok önemlidir. İdeal oda ısısı 20 derecedir. Odalarınızı her gün havalandırın. Kaloriferler yandığında radyatörlere su kapları koyarak ortamın havasının nemli olmasını sağlayın, çünkü kuru hava solunum yollarını tahriş eder. Alerjiniz varsa, evde kedi, köpek, kuş gibi tüylü hayvanları beslemeyin.
26 Aralık 2012 Çarşamba
Aşksız da yaşanabileceğini öğrenmelisiniz

Sonsuz aşkın sadece filmlerde yaşandığına iyice inandınız ve gönül işlerinden vazgeçtiniz. Her ne kadar radikal bir karar olsa da, bunu kısa bir süre için kendinizi dinleyip artı ve eksilerinizi daha iyi belirlemekte kullanıp bir sonraki ilişkinizde aynı hataları tekrarlama riskini en aza indirme şansını elde edebilirsiniz.
Diğer tarafta, bu kararınız yaşamınızın sonuna dek karşı cinsle olan tüm gönül ilişkilerinin sonu anlamına geliyorsa, birtakım ciddi problemler söz konusu olabilir.
Yalnızlık arzusu
Yaşanılan kötü ilişkilerin sonucunda mantığın; ‘Artık her şey bitti…’ demesiyle, ilerisini düşünmeden yaşamın bir kenara atılması ise insanların çoğu kez öfkeyle kalkıp zararla oturmasına neden oluyor.
Bazı kadınların bu kararları doğru insanla tanışana kadar sürüyor ve tekrar sırılsıklam aşık olmaktan çekinmiyorlar. Böyle durumda kadın, ilişkisini sadece erkeklerle kesmekle kalmayıp, sosyal yaşamdan da kopup tamamıyla yalnız bir yaşamı seçebiliyor. Kimi zaman arkadaşlarının sinema ya da yemek davetini bin bir yalan uydurarak geri çevirebilirken, giderek anti-sosyal bir hale gelen yaşamının onu depresyona sokması ise kaçınılmaz bir gerçek.
Birisine açılmak…
Uzmanlara göre insanın kendini en yakın arkadaşına bile açılamayacak kadar çaresiz hissettiği bu gibi durumlarda bir yakınınıza ya da bir psikologa açılmak olduğunu belirtiyorlar.
İşlerin neden yolunda gitmediği hakkında başkalarından duyacağınız objektif yaklaşımlar belki de size yeni bakış açılan kazandırarak sorunun aslında sizden kaynaklandığını ortaya çıkarabilir. Bu cevaplara tek yolu ise sizi iyi dinlediğine inandığınız biriyle karşılıklı konuşmaktır.
Evde temizlik kısır yapıyor!

Araştırmaya göre, evde kullanılan temizlik ve kişisel bakım ürünleri insanları zehirliyor. Bu ürünlerdeki çeşitli maddeler kısırlık, kanser, astım, akciğer ve böbrek hasarı yapabiliyor.
Bugün'ün haberine göre; TÜBİTAK tarafından yayınlanan 'Bilim ve Teknik' dergisinin son sayısında yayımlanan bir araştırma evlerimizde kullandığımız temizlik ve kişisel bakım ürünlerinin ne tür tehlikeler içerdiğini göz önüne seriyor.
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Adil Denizli ve Doç. Dr. Handan Yavuz'un kaleme aldığı "Evdeki zararlı maddeler" adlı makalede, birçok evsel ürün ve kozmetikte bulunan PFC adlı kimyasal maddenin kadınlarda doğurganlığı azalttığını belirtiyor.
YÜZDE 75'İ TEST EDİLMEMİŞ
Binden fazla hamile kadın üzerinde yapılan araştırmanın sonuçlarına göre kadınların kanlarında yüksek seviyelerde per floro kimyasalları (PFC) tespit edildiği ve kadınların çok daha zor hamile kaldığı ortaya çıktığını vurguluyor. Uzmanlar, su, kir veya yağa dayanıklı tekstil ve deri üretiminde kullanılan PFC'lerin ayrıca tırnak cilaları, diş macunları ve cilt nemlendiriciler gibi kişisel bakım ürünlerinde de bulunduğunu kaydediyor.
Denizli ve Yavuz’a göre evsel temizlik malzemeleri, kısırlığın yanı sıra nörolojik, akciğer ve böbrek hasarları, kanser, körlük ve astım gibi ciddi rahatsızlıklara da yol açıyor. Çok kullanılan 15 bin kimyasal maddeden yaklaşık yüzde 75'inin henüz zehirlilik testi yapılmamış. Ortalama bir evde bulunan 150'den fazla kimyasal madde alerji, doğum kusurları, kanser ve psikolojik bozukluklara sebebiyet veriyor. Bunun yanı sıra kişisel bakım ürünlerinde bulunan kimyasal maddelerin 884'ü zehirli.
Vücutta birikme yapıyor
Zehirli kimyasalar hayatımıza girdikçe, vücudumuzdaki yağ dokusunda biriken zehir seviyesi de aynı oranda artıyor. Bu yönde yapılan biyobirikim çalışmaları, bazı zehirlerin yaşamımız boyunca vücudumuzda biriktiğini gösteriyor. Uzmanlara göre, evlerde kullanılan en tehlikeli üç temizleme ürünü; lavabo açıcılar, fırın ve asidik tuvalet temizleyiciler. Böcek öldürücüler ve oda spreylerinin kullanılması da tavsiye edilmiyor. Uzmanlar, genel amaçlı ürünlerden ziyade belirli amaçlara yönelik ürünler tercih edilmesini öneriyor.
Erkeklerin ilkel savunma yöntemi

Erken Boşalma Eski Devirlerden Beri Var
Erken boşalmanın erkeklerin en sık yaşadığı cinsel sorunlardan biri olduğunu söyleyen Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Dr. A. Cem Keçe; "Erken boşalma, erkeğin boşalma refleksi üzerinde istemli kontrolünün olmaması durumudur. Erkekler bize en çok erken boşalma şikayeti ile başvurmaktadırlar. Erken boşalma genellikle halk arasında partnerini tatmin edemeden boşalma, penis vajinaya girmeden, değer değmez ya da penis vajinaya girdikten birkaç dakika sonra boşalma olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlar kısmen doğru olmakla birlikte aslında erken boşalma yerine denetimsiz boşalma ifadesini kullanmak daha uygun olacaktır. Yani önemli olan erkeğin ne kadar sürede boşaldığı değil, boşalma refleksi üzerinde istemli kontrolü olup olmadığıdır" dedi.
Erken boşalmanın çok eski devirlerden beri var olduğunu söyleyen Dr. Keçe; "Erken boşalma bize göre kazanılmış bir reflekstir. Çok eski devirlerde ilkel çağlarda yaşayan insanlar doğada yaşamlarını sürdürmek ve canlarını korumak zorundaydılar. Seks yaparken de bir yandan da her an vahşi bir hayvanın saldırabileceği korkusunu yaşamaktaydılar. Bu nedenle de erkek bir an önce işlerini bitirmeyi yani boşalmayı amaçlıyordu. Seksten keyif almak için huzurlu bir ortam gereklidir. Eğer huzur yoksa ve tehlike varsa vücutta adrenalin salgılanır ve kişi bir an önce bulunduğu ortamdan kaçmak ister. Yani erken boşalma da insanın kendini korumak için geliştirdiği bir savunmadan oluşmuş ve nesilden nesile aktarılmış bir davranış örüntüsüdür. Yani erken boşalma ilkel bir savunmadır" dedi.
Sevişirken İnsan En Savunmasız Halindedir
Seksin kişinin en saf ve savunmasız hali olduğunu söyleyen CİSED Genel Başkan Yardımcısı Psk. Gülüm Bacanak; ise, "Sevişirken insan en saf, en savunmasız halindedir, tehlikelere karşı açıktır. Bu, hem dışarıdan gelebilecek fiziksel tehlikeler olabileceği gibi, hem de başka bir insanla özel bir anı paylaşma ve ona karşı korunmasız durumda olmanın yaratabileceği tehlikedir. Yani erkek bazen bu yakınlıktan korkabilir ve yakınlığa karşı bir koruma kalkanı olarak da erken boşalma ortaya çıkabilir" diye konuştu.
Erken boşalmanın birçok farklı nedene bağlı olarak oluşabildiğini söyleyen Psk. Bacanak; "Cinsel sorunla karşılaşmak ve bunu kabul etmek erkek için kolay değildir. Çünkü erkekler cinsel performansı erkekliğin göstergesi olarak görürler. Erken boşalan erkekler bu durum karşısında partnerlerinden utanırlar ve özür dilerler. Bu çok yanlış ve yapılmaması gereken bir davranıştır. Ayrıca, bütün suçu penislerinde görürler ve penisi kontrol edemedikleri için kızarlar. Oya ki erken boşalmada suçlu olan penis değildir, olusuz düşüncelere ve bilişsel çarpıtmalara sahip olan beyindir" dedi.
Erken Boşalma, Erkeğin Hayata Karşı Duruşu Olabilir
Erken boşalma erkeğin hayata karşı duruşu ve hayatı algılayış biçiminin bir sonucu olarak da yaşanabilir. Erken boşalan erkeklerin ortak özellikleri vardır. Bunlar;
- Hızlı yemek yerler,
- Hızlı araba kullanırlar,
- Hızlı konuşurlar,
- Her konuda aceleci ve sabırsız davranırlar,
- Çabuk sinirlenirler, stresli ve gergindirler,
- Kontrolsüz davranışları vardır,
- Ya çok çabuk güvenirler ya da güven duymada zorlanırlar,
- Kaygılı ruh halleri vardır,
- Çocukluklarında babalarıyla sorunları vardır,
- Çocukluklarında yataklarını ıslatmışlardır,
- Genellikle eğitim düzeyleri yüksektir,
- A tipi kişilik yapısına sahiptirler. Yani rekabetçi, sosyal alanda ve mesleğinde hırslı, sabırsız, aynı anda birkaç iş yapmayı seven, insanlara ve olaylara çabuk sinirlenen, onaylanmayı bekleyen, sorunlu bir dinlenme tarzı olan, daima telaşlı, vb. özellikleri vardır. Eğer erkek bu özelliklerini kontrol edemezse yatakta boşalmasını kontrol etmesi de çok zordur. Çünkü erken boşalma erkeğin hayata karşı bir duruşu, varoluş şekli de olabilir.
21 Aralık 2012 Cuma
Bebeklerde Ürolojik Muayene...

İnmemiş Testis Nedir?
Testislerin doğumda torbada olmama durumudur. Testisler sıcaktan çok etkilenir ve vücut sıcaklığı torbanın sıcaklığından daha yüksektir. Dolayısıyla torbaya inmemiş yani vücut içerisinde kalmış testisler yüksek ısıya maruz kalmaktadır. Yüksek ısının testisler üzerinde iki temel etkisi olmaktadır. Bir tanesi sperm üretiminin durması ve dolayısıyla erişkin dönemde kısırlığa yol açması, bir diğeri testiste tümör görülme ihtimalinin normal çocuklara göre 10 kat artmasıdır.
Testis gelişimi 2 yaşında tamamlanır. Dolayısıyla 2 yaşından önce inmemiş testis saptandığı durumlarda en kısa zamanda tedavisinin planlanması gerekmektedir. Testislerin durumu, çapları, çocuğun yaşı gibi etkenlere göre ya bir ameliyat ya da hormon tedavisi uygulanmaktadır.
Fimozis Nedir?
Sünnet derisinin idrar yapmayı kısmen ya da tamamen engelleyecek derecede dar olmasıdır. Çocukta idrar yapmada güçlük, idrar yapma esnasında ağlama, büyüme geriliği, sebepsiz ateş ve böbrek fonksiyonlarında azalma ve hatta böbrek yetmezliğine kadar gidebilen sonuçlara yol açabilmektedir. Dolayısıyla fimozisin erken saptanması ve tedavi edilmesi gerekmektedir.
Fimozis hastalığının ideal tedavisi sünnettir. Yeni doğan döneminde damar ve sinir gelişimi tamamlanmadığından sünnet daha kansız ve iyileşme hızlı olmaktadır.
Sünnet Nedir?
Sünnet, penisin ucunu örten derinin cerrahi olarak alınması ile penis ucunun açığa çıkarılmasıdır. Peki, sünnet ne zaman ve nasıl yapılmalıdır? Sünnet konusunda çeşitli görüşler bulunmakla birlikte en yaygın olarak kabul gören ve en sağlıklı olanı, bebeklerin doğar doğmaz ve üroloji uzman tarafından sünnet edilmesidir.
Sünnetin Faydaları
• Sünnet derisi iltihabı hastalıkları sünnetten sonra görülmez.
• Sünnet derisi altında idrar toplanması ve sonuçta iltihaba dönüşüp böbreklere zarar vermesi durumu sünnetten sonra görülmez.
• Sünnetsiz olanlarda penis kanserleri görülmesi sıklığı 10 kat fazladır.
• Sünnetsiz erkeklerin eşlerinde rahim ağzı kanserlerine daha sık rastlanır.
• Sünnetsizlerde cinsel yolla bulaşan hastalıklar daha sık görülür.
• Yeni doğan dönemde yapılan sünnet esnasında belirgin bir kanama olmaz.
• Yeni doğan bebeklerde sünnetten sonra yara daha çabuk iyileşir.
• Sünnetin erişkin yaş döneminde cinsel hayatta olumlu katkısı bulunmaktadır.
İlk öpüşme için tüyolar
Dudaklarınız ilk defa öpücük yüzü görüyorsa dünyanın o andan itibaren değişmeye başladığını düşünürsünüz. İlk anda yaşadıklarınızın tarifi zor ama oldukça heyecanlıdır. Peki, ilk öpüşmede nelere dikkat etmelisiniz? İşte cevaplar…
Sevgiliniz sizin onu öpmenizden memnun mu? Öpüşme ile aranızda bir kimya olduğu gerçeği doğru mu? İlk öpüşme bir ilişkide çok önemlidir ve bu tavsiyelere bir göz atın…
Doğru zaman
Öpüşme ile ilgili olan ilk soru doğru zamanın ne zaman olduğudur. Çünkü karşı tarafın beklentilerinden önce yapacağınız bir öpme hareketi yanağın size ters çevrilmesine sebep olabilir. Peki, ne zaman öpüşmeli? Araştırmalara göre çoğu kadın 2. buluşmada kendini öpüşmeye daha hazır hissediyormuş. Ayrıca hatunu kapısına kadar bıraktınız ama orada sürekli oyalanıyorsunuz mutlaka o da sizin öpüşmek istediğinizi anlayacak fakat sizin bu hareketi beklenmeyen bir zamanda yapmanız gerekiyor. Çünkü o kapı önündeki beklemeler size artı puan kazandırmayacak. En beklemediği anda duyguların yoğun olduğu bir zamana kendinizi ayarlayın yeter.
İlk öpüşme her zaman için karşı tarafın zihninde heyecan yaratmalı. Yaratıcılık ve sürpriz faktörü size artı puan kazandıracaktır. Romantik bir anın içinde olduğunuzu hissettiğiniz zaman aslında yer ve zaman pek önemli olmayacak.
Erkek ve kadın birlikte lider olmalı
Çoğu insan ilk öpüşmenin ateşini erkeğin yakması gerektiğine inanır. Ama erkeklerin çoğu da bir kadının ona ilk hamleyi yapmasından hoşlanır. Araştırmalarda erkek deneklere yöneltilen sorulardan birine cevap ise şöyle oldu:
“3. buluşmamızda henüz öpüşmemiştik. Her buluşmamızda 4-5 saat yalnız kalıyorduk ama bir türlü gereken hamleyi yapamıyordum. 4. buluşmamızda sabah erkenden dairemin kapısı çalındı ve karşımda onu gördüm. Hiçbir şey demeden beni o an öptü. İşte bu öpüşmeyi hayatım boyunca unutmayacağım kesin.”
Bu örnekte de görüldüğü gibi hem sürpriz hem de beklenen dışında olan bir olay gerçekten büyük etki yapmış.
Daha fazlasını sonraya bırak
Biliyoruz ilk öpüşmenizin oldukça ateşli olmasını ve uzun sürmesini istiyorsunuz ama böyle bir durum sizin kaba ve aceleci olduğunuzu ona gösterecektir. Kadınlar için ilk öpüşmenin agresif ve sulu olması en kötüsü olarak algılanmaktadır.
Şehvet size artı puan kazandıracak
Standart bir öpücük çoğu zaman ilk için yeterli olabilir. Ama birçok erkek ve kadın tarafından verilen yanıtlarda ekstra romantizm ve manevraların öpüşmenin tutku derecesini arttırdığı belirtildi.
Garip hareketler sizin için eksi puan
Kızı öpeceğiniz zaman saçı veya kulağıyla oynamanız onun hoşuna gidecektir ama sakın kollar ve bacak gibi uzuvları işe karıştırmayın.
Sonuç olarak
Orijinallik her zaman ilk öpüşmeler için uygun değildir. Eğer unutulmayan bir öpücük istiyorsanız içinizdeki sevgiyi ona göstermenin yolunu duygusal bir an yaşatarak gösterin.
Sevgiliniz sizin onu öpmenizden memnun mu? Öpüşme ile aranızda bir kimya olduğu gerçeği doğru mu? İlk öpüşme bir ilişkide çok önemlidir ve bu tavsiyelere bir göz atın…
Doğru zaman
Öpüşme ile ilgili olan ilk soru doğru zamanın ne zaman olduğudur. Çünkü karşı tarafın beklentilerinden önce yapacağınız bir öpme hareketi yanağın size ters çevrilmesine sebep olabilir. Peki, ne zaman öpüşmeli? Araştırmalara göre çoğu kadın 2. buluşmada kendini öpüşmeye daha hazır hissediyormuş. Ayrıca hatunu kapısına kadar bıraktınız ama orada sürekli oyalanıyorsunuz mutlaka o da sizin öpüşmek istediğinizi anlayacak fakat sizin bu hareketi beklenmeyen bir zamanda yapmanız gerekiyor. Çünkü o kapı önündeki beklemeler size artı puan kazandırmayacak. En beklemediği anda duyguların yoğun olduğu bir zamana kendinizi ayarlayın yeter.
İlk öpüşme her zaman için karşı tarafın zihninde heyecan yaratmalı. Yaratıcılık ve sürpriz faktörü size artı puan kazandıracaktır. Romantik bir anın içinde olduğunuzu hissettiğiniz zaman aslında yer ve zaman pek önemli olmayacak.
Erkek ve kadın birlikte lider olmalı
Çoğu insan ilk öpüşmenin ateşini erkeğin yakması gerektiğine inanır. Ama erkeklerin çoğu da bir kadının ona ilk hamleyi yapmasından hoşlanır. Araştırmalarda erkek deneklere yöneltilen sorulardan birine cevap ise şöyle oldu:
“3. buluşmamızda henüz öpüşmemiştik. Her buluşmamızda 4-5 saat yalnız kalıyorduk ama bir türlü gereken hamleyi yapamıyordum. 4. buluşmamızda sabah erkenden dairemin kapısı çalındı ve karşımda onu gördüm. Hiçbir şey demeden beni o an öptü. İşte bu öpüşmeyi hayatım boyunca unutmayacağım kesin.”
Bu örnekte de görüldüğü gibi hem sürpriz hem de beklenen dışında olan bir olay gerçekten büyük etki yapmış.
Daha fazlasını sonraya bırak
Biliyoruz ilk öpüşmenizin oldukça ateşli olmasını ve uzun sürmesini istiyorsunuz ama böyle bir durum sizin kaba ve aceleci olduğunuzu ona gösterecektir. Kadınlar için ilk öpüşmenin agresif ve sulu olması en kötüsü olarak algılanmaktadır.
Şehvet size artı puan kazandıracak
Standart bir öpücük çoğu zaman ilk için yeterli olabilir. Ama birçok erkek ve kadın tarafından verilen yanıtlarda ekstra romantizm ve manevraların öpüşmenin tutku derecesini arttırdığı belirtildi.
Garip hareketler sizin için eksi puan
Kızı öpeceğiniz zaman saçı veya kulağıyla oynamanız onun hoşuna gidecektir ama sakın kollar ve bacak gibi uzuvları işe karıştırmayın.
Sonuç olarak
Orijinallik her zaman ilk öpüşmeler için uygun değildir. Eğer unutulmayan bir öpücük istiyorsanız içinizdeki sevgiyi ona göstermenin yolunu duygusal bir an yaşatarak gösterin.
Sürekli aşkın formülleri

Bunu önlemek için çiftler mutlaka kendilerine de zaman ayırmalıdır. Evliliklerde çiftler bazen etraflarında başka insanlar, aktiviteler olduğunu unuturlar ve sadece birbirlerine odaklanırlar. Bu, anlaşılır bir durum olmakla birlikte dışarıya açılan bir pencereniz olmazsa bir süre sonra birbirinizi boğabilirsiniz.
Eşinizle tanışmadan önce bir sürü kız arkadaşınızla birlikte olurdunuz, ailenize daha fazla zaman ayırırdınız, iş yerinizde daha fazla vakit geçirirdiniz ya da kendinizi geliştirmek için kurslara giderdiniz.
Bağımsız olun
Peki, şimdi ne oldu, sevgili kocanız hayatınızın merkezi haline geldi. Bunun yerine, bir birey olarak değerinizin farkına varın ve arkadaşlarınızla birlikte ondan bağımsız aktivitelerde de bulunun. Böylece hem kendinizi iyi hissedersiniz hem de evliliğiniz monoton bir hale gelmez.
Sosyal hayatınız sadece diğer çiftlerle birlikte geçiyorsa hayatınız çok sıradan hale gelebilir ve kendinizi ölmüş ve evlilik cehennemine gitmiş gibi hissedebilirsiniz. Bunu hem onun arkadaşlarıyla hem sizin arkadaşlarınızla, iş ve okul arkadaşlarınızla, komşularınızla, ailenizle, yeni edineceğiniz arkadaşlarınızla görüşerek aşabilirsiniz.
Ailesine karşı saygılı davranın
Kayınvalideniz ya da kayınpederiniz sizi sevmeyebilir ve dedikoducu olabilir, her şeye burunlarını sokabilirler ya da sizi bulunduğunuz ortamlarda utandırabilirler. Ne olursa olsun, her gördüğünüz yerde kollarınızı açıp onları kucaklamayı ihmal etmemelisiniz. Onlar hakkında ne düşündüğünüz önemli değil, kocanızı onların yetiştirdiğini düşünün.
Balık Etli Kadınlar Daha Zeki!

İsveç'te yapılan bir araştırma, ortalamanın biraz üzerindeki bir kilonun, kadınların aynı anda birkaç işi daha iyi yapabilmesine ve daha zeki olmasına yardımcı olduğunu ortaya çıkardı.
İsveç'in dünyaca ünlü araştırma merkezlerinden birisi olan Karolinska Enstitüsü'nce yapılan araştırmada, biraz fazla kilosu olan kadınların vücutlarının daha fazla östrojen hormonu salgıladıkları ve bunun da beyin fonksiyonlarını pozitif yönde etkilediği ortaya konuldu. Araştırmayı yürütenlerden Petra Thilers, bu konuda basına bilgilendirmede bulunurken, araştırmanın amacının "cinsellik hormonlarının beyin fonksiyonlarını nasıl etkilediğini tespiti" olduğunu kaydetti.
Beyine Pozitif Etkisi Var
On yıllık bir dönem içerisinde 40 ila 66 yaş arasındaki 301 kadını takip ettiklerini söyleyen Thilers, bu kadınların hormon seviyelerinin düzenli olarak ölçüldüğünü ve ona göre değişik testler yapıldığını aktardı. Buna bağlı olarak beyin ve hafıza kapasitesindeki değişiklikleri de incelediklerini dile getiren araştırmacı Thilers, kadınlardaki kilonun beyin üzerindeki bu pozitif etkisini gözlemlediklerini ifade etti. Thilers ayrıca bu fazla kilonun özellikle orta yaşa geçiş aşamasında yardımcı ve faydalı etkilerinin olduğunu ve beyni koruduğu iddia etti.
Bu tespite rağmen, İsveçli araştırmacı Thilers, şöyle bir uyarıda bulunmayı da ihmal etmiyor: "Buna rağmen kimseye fazla kilolu olmasını tavsiye edemem. Çünkü fazla kilonun sağlığa birçok negatif etkileri var."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)